Benim canım oğlum, şimdi sana ileride hatırladığında yüzünü tebessümlendirecek bir andan bahsetmek istiyorum. Artık kendi fikirleri olan ve bunları kolaylıkla dile getirebilen bir çocuksun. Kitapta bazen bir kısmı anlatılmış devamının getirilmesi istenen, bazen bir resim verilen ondan bir hikaye oluşturmanı isteyen yahut bazen de kelimeler yerler verilerek hikaye oluşturmanı isteyen ödevlerin oluyor. Olabilecek en kısa cümleler ile o hikayeleri kuruyorsun. Yazmaktan hoşlanmıyorsun ya hani ondan. Özeti istenen hikayelerde ise maksimum 3 cümle ile özeti sonlandırıyorsun. Ben daha uzun yazman gerektiğini söylediğimde " Onu sen öyle anlamışsın, ben böyle anladım" diyerek çenemi kapatıyorsun :).
Fakat dün ki ödevimiz de "Atatürk'ü düşünün ve ona onunla ilgili fikirlerinizi ve ne hissettiğinizi belirten bir mektup yazın" bölümü vardı. Neler söyleyeceğini çok merak etmiştim. O kadar basit düşündüm ki sen anlatınca utandım. Sadece "seni seviyorum iyi ki varsın" gibi kısa ve net bir iki cümle söylersin sandım. Tabii böyle düşünmemi yazmayı sevmiyor olman ve her konuda en kısa cümleleri bulmaya çalışman da tetikledi. Şöyle gelişti ki;
- Anne burada bir şeyler yazıyor ama ben pek anlamadım. Atatürk ile ilgili bir hikaye mi yazacağım?
Ben baktım soruyu okudum,
- Hayır Atatürk'e bir mektup yazman isteniyor, dedim.
- Hadi yaa!! Gerçekten mi? Atatürk'e mektup mu yazacağım? Atatürk okuyacak mı yani? Nasıl okuyacak? gibi cümleler ile heyecanını belli ettin.
Ben okuyamayacağını ama onun seni izlediğini ve bu mektup için çok mutlu olacağını söyledim. Ve senden neler hissettiğini söylemeni istedim. Aynen şunları söyledin:
- Atatürk sen bizi düşmanlardan kurtarmışsın. Atatürk seni çok seviyoruz. Atatürk sen iyi ki varsın. Atatürk Allah seni iyi ki yaratmış. Atatürk sen olmasaydın biz eksik kalırdık. Atatürk sen iyi ki doğmuştun.
O kadar mutlu oldum ki bu kadar derin düşünebildiğin için. " Allah seni iyi ki yaratmış ve sen olmasaydın biz eksik kalırdık" diyeceğini düşünmemiştim. Utandım o yüzden. Sonra söylediklerini yazmanı istedim. Kalemi aldın yazacaktın bana dönüp:
- Anne neydi? dedin, ben söylediklerini söyledim sen de yazdın. her cümlenin başında Atatürk demediğim için bana kızdın, " Atatürkleri unutuyorsun" diyerek. Yüzündeki o gurur dolu bakışları gördüğüm için çok mutluyum.
Bütün çabam seni iyi yetiştirmek için.Değerlerini bilen, tarihini bilen, içinde vicdanı, merhameti bol, her şeye bir çiçekten bir kum tanesine her şeye ve herkese sevgi ile bakabilen, adil ve güzel bir yürek taşıyan bir birey ol istiyorum. Bunun için de sana güzel bir ayna olmaya çalışıyorum. Umarım yıllar sonra bunları okuduğumuzda güzel şeyler yapmış olarak buluruz kendimizi.
Seni çok seviyorum, küçük boylu dev adam.






