Bir sürü çeşitli duygunun içinde en baskın duygumuz "öfke"dir. Öfke de bir duygu yoğunluğu biçimidir. Ağlamak gibi gülmek gibi belirgin bir dışa vurumdur. Ama nedense öfke duygumuzu hiç sevmeyiz. Bilgin bilgin konuşuruz, "Sevgi her şeyin ilacıdır." "Sevgi ile her şey ehlileşir" gibi şifa cümleleri söyleriz kendimiz dahil herkese. Ama öfkemizi sevmek aklımıza bile gelmez. Belki bir çoğumuza farklı gelen bir yaklaşım bu. "Öfkeyi sevmek mi?" sorusu beynimizde canlanan. Öfkemizi bile seversek ehlileştiririz.
Ben öfkemi sevmeyi hiçbir şey hissetmeyecek kadar hissizleştiğimde öğrendim. Artık hiçbir şeyin beni öfkelendirmediğini fark ettiğimde. Bazı durumlar oluyordu ve ben "Burada sinirlenmem gerekmiyor muydu?" diye soruyordum kendime. Bu durumun diğer karşılığı yer çekimsiz alan demek, o kadar boşlukta hissetmek.
İnsan için duygularının körelmesi içinden çıkılmaz bir durum. ... Öfkelenmeyi özlediğimi hatırlıyorum, içimdeki en yoğun duygunun öfke olduğunu bildiğim halde. Sonra zaman ile yeniden hissetmeye başladığımda halihazırda sevdiğim bir öfkem vardı. Böylelik ile onu kontrol altına almayı öğrenmeye başladım. Çünkü sen onu kontrol altına alınca, onun seni kontrol etmesinin tersine, her şey yolunda oluyor. Hatta öfkelenmek, sevmek gibi son derece doğal ve gerekli. Yaşadığının belirtisi...
Sevmeye kendinizden başlayın. Öfkeniz dahil bütün kusurlarınızı sevin. Sevginin sizi ehlileştirmesine izin verin.
Ve kucak kucak sevgiler
28 Eylül 2016 Çarşamba
8 Eylül 2016 Perşembe
Mavi Kalpli Sevmek
…
Başını kaldırdı ve sordu Leyla’ya, “ Mavi kalpli sevmek mi?
Bu ne oluyor kızım kalbin mavisi mi olurmuş?”.
Tebessümle karışık bir merhametli bakış oluştu Leyla’nın
yüzünde. Eğildi ve kim bilir kaç zamandır yıkanmadığından artık nasırlaşan
elini tuttu Cepli Dedenin “Olur ya dedem, olmaz olur mu hiç. İnsanların nasıl
ki renkli renkli tenlisi, değişik renklerde gözlüsü, saçlısı oluyorsa kalbinde
mavisi olur elbet. Sen hiç taş kalpli insan tanımadın mı?” hemen atıldı yaşlı adam
“Gördüm elbet görmem mi?” “O taş kalpli olan insanın kalbi siyahtır mesela, o
nedenden etrafında olan güzelliklerden habersiz ilerler durur, kendini kemirgen
çirkin duygulara kaptırır, kararmış kalbiyle yaşamak aslında onun için bile zordur.
Işığın olmadığı ve ayın bile aydınlatmadığı bir gece düşün bir hayli zor olmalı
yaşamak.”.
Yaşlı adam nasırlaşan ellerini kirli sakalında gezdirirken
Leyla’nın dediklerini onaylar gibi bir ağız hareketi yaptı. Biraz düşündü sonra
yine atıldı “ Başka renkleri de var mı kalbin” Leyla tebessümle kırptı
gözlerini “ Vardır elbette, aslında insan hangi rengi hissediyorsa odur
kalbinin rengi”. Adamın ellerini tuttu ve “Kapat bakayım gözlerini hadi hadi
kapat ne görüyorsun şimdi?” .Cepli Dede şaşkın şaşkın ve mutlu bir ifade ile
gözlerini kapattı biraz bekledikten sonra anlatmaya başladı, “Meyve bahçeleri
görüyorum uçsuz bucaksız, ama öyle sadece elma portakal değil, hepsinden var,
bir sürü de çocuk var bahçemde salıncaklar kurmuşlar ağaçlara, bol bol yiyorlar
meyvelerden.” Leyla dayanamadı ve yanaklarını sıktı Cepli Dedenin, adamcağız
bir şaşkınlık ile açtı gözlerini ve kirin iyice kalınlaştırdığı çizgileri
gülünce iyice derinleşti. Leyla “ Bak gördün mü senin kalbin de yeşilmiş, uçsuz
bucaksız.” dedi, sonra ekledi, “Sana neden Cepli Dede dediklerini anladın mı
şimdi, sen kalbi kocaman bir adamsın, insanlar seni sürekli birileri ile bir
şeyler paylaşırken görüyor, bir köşesi sökülmüş ve artık iyice eskimiş olan
paltosunun cebine baktı ve şu cebinde hiç bitmeyen bir hazine olduğunu
düşünüyorlar.” dedi. Yeşil kalpli Cepli Dede iyi şeyler düşündüğü yüzünden
belli olan mimikler yaparken gökyüzüne bakıyordu. Kendi kendine mırıldandı “Yeşil
kalp, yeşil kalpli Cepli Dede, yeşil…” . Leyla da büyük bir keyifle onu
izliyordu. Sonra çevirdi başını gökyüzünden, “ Anladım” dedi “Şimdi anladım
senin gelip gelip bu gökyüzüne neden bu kadar çok baktığını, neden mavi kalbin
senin”. Leyla bir çocuğun hayallerini anlatırken ki heyecanlanması gibi büyük
bir heyecanla konuşan Yeşil kalpli Cepli Dedeye baktı “Nedenmiş” dedi. “ Tamamı
sevgi ile dolu kalbinin, ben senin hiçbir şey hakkında kötü düşündüğünü ya da
bir şeyi beğenmediğini duymadım şimdiye kadar. Anladım şimdi kalbin mavisi de oluyormuş
anladım”. Birbirlerine baktılar ve tamamen sevgi ile dolu olan kalplerini
sarılarak daha da yakınlaştırdılar, uzunca sarıldılar. Sonra atıldı Yeşil
kalpli olan, “Sen şimdi kendini yazıyorsun yani, Mavi Kalpli Sevmek seni
anlatacak öyle mi?” Leyla tebessümünün tüm yüzünü kapladığı sıcaklıkla gözlerini
kırptı. Yaşlı adam yine atıldı “ Yeşil olanından da yazar mıyız sonra?”. Leyla “
Yazarız tabii yazmaz mıyız”, dedi. Sonra yaslandılar ağaca ve Mavi kalpli
sevmek kitabını yazmaya devam ettiler.
Kalbinizin rengi mavilikler ile dolsun.
6 Eylül 2016 Salı
Selam,
Senelerdir yazmayı çok seven ama bunları paylaşmaktan çekinen biri olarak süregelen hayatımda, bu yıl bana ışık tutan olaylar oldu. Beni cesaretlendiren kişileri de unutmamalıyım tabii. Olaylardan ve kişilerden aldığım iştahla bi' cesaret açtım blogumu.
E başlayayım o zaman. Hoşbuldum...
Not: Bana bu cesareti veren arkadaşım Melis'e sevgiler.
Senelerdir yazmayı çok seven ama bunları paylaşmaktan çekinen biri olarak süregelen hayatımda, bu yıl bana ışık tutan olaylar oldu. Beni cesaretlendiren kişileri de unutmamalıyım tabii. Olaylardan ve kişilerden aldığım iştahla bi' cesaret açtım blogumu.
E başlayayım o zaman. Hoşbuldum...
Not: Bana bu cesareti veren arkadaşım Melis'e sevgiler.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)