Bir sürü çeşitli duygunun içinde en baskın duygumuz "öfke"dir. Öfke de bir duygu yoğunluğu biçimidir. Ağlamak gibi gülmek gibi belirgin bir dışa vurumdur. Ama nedense öfke duygumuzu hiç sevmeyiz. Bilgin bilgin konuşuruz, "Sevgi her şeyin ilacıdır." "Sevgi ile her şey ehlileşir" gibi şifa cümleleri söyleriz kendimiz dahil herkese. Ama öfkemizi sevmek aklımıza bile gelmez. Belki bir çoğumuza farklı gelen bir yaklaşım bu. "Öfkeyi sevmek mi?" sorusu beynimizde canlanan. Öfkemizi bile seversek ehlileştiririz.
Ben öfkemi sevmeyi hiçbir şey hissetmeyecek kadar hissizleştiğimde öğrendim. Artık hiçbir şeyin beni öfkelendirmediğini fark ettiğimde. Bazı durumlar oluyordu ve ben "Burada sinirlenmem gerekmiyor muydu?" diye soruyordum kendime. Bu durumun diğer karşılığı yer çekimsiz alan demek, o kadar boşlukta hissetmek.
İnsan için duygularının körelmesi içinden çıkılmaz bir durum. ... Öfkelenmeyi özlediğimi hatırlıyorum, içimdeki en yoğun duygunun öfke olduğunu bildiğim halde. Sonra zaman ile yeniden hissetmeye başladığımda halihazırda sevdiğim bir öfkem vardı. Böylelik ile onu kontrol altına almayı öğrenmeye başladım. Çünkü sen onu kontrol altına alınca, onun seni kontrol etmesinin tersine, her şey yolunda oluyor. Hatta öfkelenmek, sevmek gibi son derece doğal ve gerekli. Yaşadığının belirtisi...
Sevmeye kendinizden başlayın. Öfkeniz dahil bütün kusurlarınızı sevin. Sevginin sizi ehlileştirmesine izin verin.
Ve kucak kucak sevgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder