İçimde senelerdir bastıramadığım bir kuzey aşkı var. Kuzey ülkeleri, kuzey insanı, kuzey dilleri, kuzey dekorasyonu, kuzey renkleri vesaire gibi uzayıp giden bir listem var. Neden oldu, nasıl oldu bilmem. Kaldı ki fena halde bir güney insanıyken. Arkadaşlarımın ilk tepkisi "A aa sen tam bir güney insanısın, nasıl yani?" oluyor. Ama demek ki insan göründüğü kadar değilmiş, daha derinlerde daha içerler de başka işler olabiliyormuş.
Belki bu çağrışım Balkan göçmeni olmamdan da kaynaklanıyor olabilir. Fakat benim hissettiğim ve istediğim daha kuzey. Aitlik hissi insanın en baskın duygularındandır. Bir yere ait olmak ya da olmadığını düşünmek. Çocukkenden beri hissettiğim şey ait olmamak. Yaşadığım hiçbir yerde kendimi oralıymışım gibi hissetmedim. Doğup büyüdüğüm evde bile. Hep başka yerlerden oralara misafir gelmiş ve bir süre sonra yine ait olduğum yere dönecekmişim gibiydi. Ve hala değişmedi.
Ben insanın içinden gelen şeylerin anlamsız olmadığına inananlardanım. Çünkü hissetmek istemsizce gözlerimizi açıp kapatmak gibi bir şey değil. İnsan her şeyden önce kendine güvenmeli, içinden gelen ve gelmeyen her şeye.
Ben de içimin taa derinliklerinden gelen kuzey aşkının mutlaka bir nedeni olduğunu düşünüyorum. Ve istemeye devam ediyorum. Ne demişler " İste ki gelsin, o kadar çok iste ki olsun".
Beraberce bakıp göreceğiz neler olacak. Olacak mı?
Sevgiler efendim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder